Kastamonu

Anadolu’nun kadim şehirlerinden biri olan Kastamonu, yüz yıl öncesine kadar Kızılırmak ile Sakarya nehirleri arasındaki Paflagonya bölgesinin merkeziydi. Öyle ki, 1850 Osmanlı Salnamesine göre, Kastamonu Eyaletinin sınırları, bugünkü İstanbul ilinin Anadolu yakasındaki Şile, Kartal, Beykoz gibi topraklarını da kapsıyordu. Bu durum, “Üsküdar’a Kadar Kastamonu” sözünün bir şehir efsanesi değil, tarihsel bir gerçeklik olduğunu gösteriyor.

Cumhuriyet’in ilk dönemleri de, Kastamonu’nun ulusal bağımsızlık mücadelemizde sembolleşen katkılarını, ulu önder Atatürk’ün kıyafet devrimiyle birleştirdiği ziyareti, ilk köy enstitülerinden biri olan Gölköy ve şeker fabrikası gibi ilk devlet yatırımlarıyla ödüllendirmişti. Ancak 1950’lerden sonra üzerine adeta ölü toprağı serpilen Kastamonu, o görkemli geçmişinin tersine, unutulmuş yurt köşelerinden biri haline gelmişti.

Son yıllarda artan iletişim ve ulaşım olanakları, özgün yerel karakterini ve doğal yapısını iyi muhafaza etmiş alanlara (otantizme) ilginin artması, bölgenin yeniden dikkat çekmesini sağladı. Gün geçmiyor ki, medyada Kastamonu’nun siyez buğdayı, milli parkları, ahşap konakları, pitoresk köyleri ile ilgili bir haber veya yorum çıkmasın. Kastamonu, atadan kalma sandıkları karıştırırken tesadüfen karşımıza çıkan eski bir kitap gibi: üzerinde yıllarca birikmiş tozları üfleyip sayfaları karıştırdıkça daha derine iniyor ve yeni şeyler keşfediyorsunuz.

Bir zamanlar kendirin başkenti olan ve çok kültürlüğün muhteşem bir uyum içinde yaşandığı bu coğrafyada kadim değerlere nasıl yabancılaştığımıza hayıflanırken, her şeye rağmen hala karakterini koruyan geleneksel mimari dokumuzla, kırsal yaşamımızla, doğal mirasımızla ve dünyaya değer katan insanımızla övünüyoruz.

Peki, Kastamonu deyince sizin aklınıza neler geliyor? Tarihi kalesi? Saat kulesi? Ilgaz Dağları?

Yerel ve evrensel arasında kurmaya çalıştığı köprüyle ilin sürdürülebilir gelişimine katkıda bulunmayı amaçlayan Dünya Mirası Kastamonuİnisiyatifi (DMKİ) olarak, bölgenin bu sayfalara sığmayacak turistik değerini tanıtma işini başka dostlarımıza bırakırken, aslında Kastamonu denince birçoğunun bilmediği bazı ayrıntıları aşağıda keşfedebilirsiniz.

Türkiye’deki en güzel kamu binalarından biri olan ve hala kentin sembollerden biri olarak varlığını sürdüren Kastamonu Valilik Binası, ulusal mimarlık akımın öncülerinden Mimar Vedat Tek’in tasarımıyla 1902 yılında yapılmıştı. Sirkeci Büyük Postane, Ankara Palas Oteli gibi diğer önemli yapılar da onun eseriydi. Kentteki Vedat Tek Restorasyon Merkezi, Kastamonu’nun kendisine bir şükran ifadesi.

Vali Abdurrahman Paşa tarafından 1885 yılında açılan Kastamonu Lisesi, Anadolu’nun ilk idadisi. Rıfat Ilgaz, Arif Nihat Asya, Orhan Şaik Gökyay, Behçet Necatigil, Vasfi Mahir Kocatürk, Abdülbaki Gölpınarlı, Zeki Ömer Defne gibi çok sayıda önemli kişinin eğitim gördüğü okul Hababam Sınıfı’nın da esin kaynağı.

 

Bir zamanlar ülkemizde kendir üretiminin başkenti olan Kastamonu, bugün çok sayıda geleneksel gıda ve tarım ürünün merkezi. Giderek daha fazla ilgi çeken siyez buğdayının en çok yetiştirildiği yer İhsangazi. Taşköprü sarımsağı,  Tosya pirinci, İnebolu kestanesi, Azdavay yabani mantarlarıyla ünlü. Bununla birlikte bölge, çok sayıdaki yerel çeşidiyle bir erik ve armut cenneti.

Daha çok orman örtüsü ve yaylalarıyla bilinen Kastamonu ili, aynı zamanda Türkiye’nin görece en bakir kıyılarına sahip. Ülkemizin en güzel koylarından biri olan Gideros aynı zamanda antik bir liman ve I. Derece doğal sit alanı olarak koruma altında. Cide-Çatalzeytin arasında uzanan 170 km’lik kıyı yolu nefes kesici güzelliklere sahip.

 

Son yıllarda Daday çevresinde yoğunlaşan ve çoğunlukla aileler tarafından işletilen at çiftlikleriyle bütünleşmiş kırsal turizm işletmeleri dünyada giderek daha fazla ilgi gören yeni bir turizm deneyiminin ülkemizdeki öncüleri durumunda: yerel toplum temelli kırsal turizm.

Türkiye’nin yeni bir gastronomi merkezi olma yolunda ilerleyen Kastamonu’da sekiz yüzü aşkın ve bir çoğu henüz popülerleşmemiş ve ticarileşmemiş yerel yiyecek çeşidi kaydedilmiş durumda. Bunlardan biri de geleneksel yöntemlerle üretilen Kastamonu pastırması. İlk kez 2019 yılında DMKİ tarafından düzenlenen Gastronomi Festivaline (Kastronomi) 10 bini aşkın kişi katıldı.

Toplam 13 coğrafi ürünü ile Kastamonu, Türkiye’de dördüncü: Kastamonu’nun siyez buğdayı, çekme helvası, simidi ve tiridi, Tosya’nın pirinci, bıçkısı, kıstısı, Taşköprü’nün sarımsağı ve kuyu kebabı, Daday’ın etli ekmeği, Devrekani’nin banduması, Pınarbaşı’nın kara çorbası. Sırada bekleyen 17 ürün daha var.

İlin zengin doğal ve kültürel mirası 3 milli park, 3 tabiat parkı, 4 tabiat anıtı, 4 yaban hayatı geliştirme sahası, çok sayıda sit alanı ile tescillenmiş durumda.  Ilgaz Dağı, yalnız popüler bir kayak merkezi değil aynı zamanda alpin bitki örtüsüyle ülkemizin en önemli endemizm merkezleri arasında. Küre Dağları milli parkı, zengin yaban hayatı ve ekoturizm potansiyeli ile dikkati çekerden, İstiklal Yolu milli parkı ulusal bağımsızlık savaşındaki rolünü simgeliyor.

Kentin simgesi olan kale ve onun yakın çevresindeki tarihi Hisarardı Mahallesi, Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi, Atabey Gazi Camii ve etrafındaki sokaklarda sıralanmış konaklar, hanlar ve hamamlardan oluşan geleneksel doku zamanın durdurulduğu bir mekan gibi.

 

Kastamonu-Daday Yolu’nun 15. km’sindeki Kasaba Köyü’nde bulunan Mahmutbey Camii, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alıyor.

2006 yılında kurulan Kastamonu Üniversitesi, bugün 13 fakülte, 3 enstitü, 2 yüksek okul, 13 meslek yüksek okulunda öğrenim gören yaklaşık 20 bin öğrenci ile Eğitim, Orman, Fen-Edebiyat, Su Ürünleri, Mühendislik-Mimarlık, İktisadi-İdari Bilimler, İletişim, Turizm, Sağlık Bilimleri, Güzel Sanatlar ve Tasarım, Tıp, Veteriner, Beden Eğitimi ve Spor alanlarında eğitim veriyor.

 

 

Ünlü Simalar

Bülent Ecevit (eski Başbakan)

Şükrü Elekdağ (Diplomat)

Ali Muhiddin Hacı Bekir

Boyner Ailesi (iş dünyası)

Çolakoğlu Ailesi (iş dünyası)

Remzi Gür (iş dünyası)

Mehmet Reis (iş)

Mustafa İzzet Efendi (bestekar)

Rıfat Ilgaz (şair, yazar)

Zeki Üngör (İstiklal Marşı’nın bestecisi)

Oğuz Atay (yazar)

Behçet Necatigil (şair)

Erol Sayan (besteci)

Cihan Ünal (tiyatro oyuncusu)

Orhan Şaik Gökyay (şair)

Melih Aşık (yazar)

Salih Kırmızı (sinema oyuncusu)

İlyas İlbey (tiyatro oyuncusu)

İhsan Ozanoğlu

Mahir Dağlı (Sepetçioğlu)

Muazzez Ersoy (sanatçı)

Serdar Ortaç (sanatçı)

İsfendiyar Açıksöz

Metin Aşık (iş adamı)

Hasan Doğan (eski TFF Başkanı)

İskender Günen (eski futbolcu)

Ömer Şişmanoğlu (futbolcu)

Hakan Arslan (futbolcu)

*Bu sayfada kullanılan tüm fotoğraflar için Sedat Kalem'e teşekkür ederiz. Fotoğraflar eser sahibinin yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla kullanılamaz.